Obezite Ameliyatı

Images
Images

Boyunuz (cm)

Kilonuz (kg)


Images

Obezite Nedir?

Obezite, besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmıştır.

Beslenme denilen kavram; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Beslenme tanımından da anlaşılacağı üzere, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve bu yolla obezite oluşumuna neden olmaktadır. Bunun sık sebeplerinden biri; günümüz teknolojisindeki gelişmelerin, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlandırmasıdır.

Söz konusu insan olunca obezite sorununun küresel bir boyuta ulaşmış olduğu görülmektedir. Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış göstermektedir. DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan çalışmada 10 yılda obezite prevalansında %10-30 arasında bir artış saptandığı bildirilmiştir. Obezitenin en sık görüldüğü ABD’de Kronik Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) tarafından NHANES (ABD-Ulusal Beslenme ve Sağlık Araştırması) çalışmasına göre 2003-2004 yılında obezite (BKI > 30) prevalansının erkeklerde %31.1, kadınlarda %33.2, 2005-2006 yılında ise erkeklerde %33.3, kadınlarda ise %35.3 olarak tespit edildiği açıklanmıştır. Avrupa’da yetişkinlerde fazla kilolu olma prevalansı erkeklerde %32-79, kadınlarda ise %28-78 arasında değişmektedir. Fazla kilolu olma durumunun en yüksek olduğu ülkeler Arnavutluk, Bosna-Hersek ve İngiltere (İskoçya bölgesinde)’dir. Türkmenistan ve Özbekistan ise prevalansın en düşük olduğu ülkelerdir.  Bu ülkelerde obezite prevalansı ise erkeklerde %5-23, kadınlarda %7-36 arasında değişmektedir.

DSÖ verilerine göre, fazla kiloluluk ve obezite Avrupa’daki yetişkinlerde Tip 2 Diyabetin %80’inden, iskemik kalp hastalıklarının %35’inden ve hipertansiyonun %55’inden sorumludur ve her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır. Hiç bir önlem alınmadığı takdirde ve obezite prevalansındaki artışın 1990’lardaki hızıyla devam ettiği düşünüldüğünde, Avrupa’da 2010 yılına kadar 150 milyon yetişkin, 15 milyon çocuk ve adolesanın obez olacağı tahmin edilmektedir. DSÖ tarafından, Avrupa Bölgesinde fazla kiloluluğun yetişkinlerin %30-80’ini etkisi altına aldığı, çocukların ve adölesanların yaklaşık %20’sinin fazla kilolu olduğu ve bunların üçte birinin obez olduğu belirtilmektedir.

Türkiye’de durum dünya ülkelerinden çok farklı değildir. Sağlık bakanlığınca yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı; erkeklerde %20,5, kadınlarda ise % 41,0, toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur.

Sağlık bakanlığı, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince yürütülen “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de: 0-5 yaşta obezite sıklığı % 8,5 (erkek %10,1, kız %6,8), 6-18 yaşta obezite sıklığı % 8,2 (erkek %9,1, kız %7,3) olarak bulunmuştur.

DSÖ ve UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafından yayımlanan çeşitli dökümanlarda 6 ay tek başına anne sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte güvenilir ve uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanılmasının ve en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtilmiştir.

Obezite; vücut sistemleri (endokrin sistem, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, gastrointestinal sistem, deri, genitoüriner sistem, kas iskelet sistemi) ve psikososyal durum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık problemlerine neden olmaktadır. İnsülin direnci – Hiperinsülinemi, Tip 2 Diabetes Mellitus, Hipertansiyon, Koroner arter hastalığı, Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi, Metabolik sendrom, Safra kesesi hastalıkları, Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri), Osteoartrit, Felç, Uyku apnesi, Karaciğer yağlanması, Astım, Solunum zorluğu, Gebelik komplikasyonları, Menstruasyon düzensizlikleri, Aşırı kıllanma, Ameliyat risklerinin artması, Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nervoza (yemek yememe) veya Blumia nervoza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama), Binge eating (tıkınırcasına yeme),  gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma), Toplumsal uyumsuzluklar, Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları, Kas-iskelet sistemi problemleri.

Obezite kararının verildiği beden kitle indeksinin (BKİ) hesaplaması ise şöyle yapılır:

BKİ (kg/m²)= Vücut Ağırlığı (kg)/ Boy² (m²)

DSÖ’ye göre yapılan sınıflandırma aşağıdaki çizelgedeki gibidir.

Yetişkinlerde BKİ’ye göre zayıflık, fazla kiloluluk ve obezitenin sınıflandırılması

Sınıflandırma BKİ (kg/m²)
Temel kesişim noktaları Geliştirilmiş kesişim noktaları
Zayıf (düşük ağırlıklı) <18.50 <18.50
Aşırı düzeyde zayıflık <16.00 <16.00
Orta düzeyde zayıflık 16.00 – 16.99 16.00 – 16.99
Hafif düzeyde zayıflık 17.00 – 18.49 17.00 – 18.49
Normal 18.50 – 24.99 18.50 – 22.99
23.00 – 24.99
Toplu, hafif şişman, fazla kilolu > 25.00 > 25.00
Şişmanlık öncesi (Pre-obez) 25.00 – 29.99 25.00 – 27.49
27.50 – 29.99
  Şişman (Obez) > 30.00 > 30.00
 Şişman I. Derece 30.00 – 34-99 30.00 – 32.49
32.50 – 34.99
 Şişman II. Derece 35.00 – 39.99 35.00 – 37.49
37.50 – 39.99
 Şişman III. Derece > 40.00 > 40.00

Tedavide yapılması gerekenler 5 grup altında toplanabilir.

  1. Beslenme/diyet tedavisi
  2. Egzersiz tedavisi
  3. Davranış değişikliği tedavisi
  4. Farmakolojik tedavisi
  5. Cerrahi tedavi

İlk dört maddedeki tedavi yöntemlerinin yeterli olmadığı hastalarda cerrahi tedavi yapılmasına karar verildiğinde uygulanan farklı cerrahi tedavi seçenekleri vardır. Bunlardan birincisi sleeve gastrektomi (yaygın olarak bilinen adıyla “tüp mide ameliyatı”) ameliyatıdır. Şu anda tüm dünyada ve ülkemizde en çok uygulanan ve sonuçları bakımından da kısa ve orta vadede en çok fayda görülen ameliyattır. Diğer ameliyat çeşitlerinden bazıları ise “gastrik bypass” ve “transit bipartisyon”dur. Her türlü zayıflama ameliyatı her biri akademisyen ve tecrübeli ekibimiz tarafından yapılmaktadır.

Images

Formu Doldurun

Tip 2 şeker ve obezite ameliyatı hakkında uzmanlarımızdan bilgi alın.

Images
Images

© 2024 huseyinsinan.com | All Rights Reserved

whatsapp
Whatsapp'tan Ulaşın !